Ulusların ve azınlıkların hukuku: Birleşmiş Milletler çerçevesinde bir inceleme

24-06-2025
Roni Aydın Dere
Etiketler BM Antlaşmaları azınlık hakları Kürtler Kürtlere statü
A+ A-

Bir ülkede birden fazla milletin bir arada yaşamasının siyasal ve hukuksal çözümleri, Birleşmiş Milletler (BM) Antlaşması ve ilgili uluslararası belgeler ışığında ele alınabilir.

Çin, Hindistan, İspanya, Rusya, Irak, Belçika, İsviçre, Kanada gibi birçok ülkede çoklu milletlerin bir federasyon ya da benzeri yapılar kurduğu görülmektedir. Bu makalede, BM Antlaşması'nın ulusların ve azınlıkların haklarını düzenleyen temel prensipleri ile federasyon süreçlerine olan etkisi incelenecektir.

BM Antlaşması ve 'kendi kaderini tayin hakkı'

BM Antlaşması, halkların 'kendi kaderini tayin hakkı' (self-determination), barışçıl çözümler, insan hakları ve uluslararası işbirliği gibi temel prensipleri benimser. Bu prensipler, çoklu milletlerin bir federasyon kurma sürecine hukuksal bir çerçeve sunar ve rehberlik eder. Özellikle Madde 55, kendi kaderini tayin hakkının yalnızca bir halkın bağımsızlık talebiyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda bir devletin içinde yaşayan farklı ulusların siyasi statülerini belirleme, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimlerini sağlama haklarını da kapsadığını belirtir.

Bu hak, BM Genel Kurulu'nun 1960 tarihli Dekolonizasyon Bildirgesi (Resolution 1514) ve 1970 tarihli Dostane İlişkiler Bildirgesi (Resolution 2625) ile detaylandırılmıştır. Bu belgeler, halkların bağımsızlık, birleşme veya federasyon gibi seçenekleri özgürce seçebileceğini vurgular. Örneğin, bir federasyon içinde bir arada yaşamayı tercih eden halklar, bu hakkı kullanarak kendi özerk yapılarını oluşturabilir.

Barış ve güvenlik için işbirliği

BM Antlaşması'nın Bölüm VI (Madde 33-38) ve Bölüm VII (Madde 39-51), devletlerin ve halkların anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmesini teşvik eder. Çoklu milletlerin bir federasyon kurma süreci, barışçıl bir şekilde gerçekleştiğinde BM'nin barış ve güvenlik hedefleriyle uyumludur. Madde 33, tarafların müzakere, arabuluculuk veya diğer barışçıl yöntemlerle çözüm aramasını önerir. Bu, federasyon süreçlerinin uluslararası hukuk çerçevesinde desteklenmesini sağlar.

İnsan hakları ve eşitlik

Madde 55 ve Madde 56, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı temel bir ilke olarak ortaya koyar. Bir ülkede yaşayan çoklu milletlerin federasyon kurması, eşitlik ve kültürel kimlik ilkeleri çerçevesinde gerçekleşebilir. Ancak, BM'nin bu hakları desteklemesi için, milletlerin haklarının inkar edildiği durumlarda ulusal ve diplomatik mücadelelerin yürütülmesi gereklidir. Örneğin, bir milletin varlığının inkar edilmesi veya ulusal haklarının ihlal edilmesi, uluslararası platformlarda gündeme taşınabilir. Bu süreçte, diğer devletlerden alınacak destek, BM nezdinde konunun ciddiye alınmasını sağlayabilir.

Ne var ki, BM'nin tüm milletlere eşitlikçi bir yaklaşım sergilemesi, her milletin jeopolitik ve konjonktürel konumunun farklı olması nedeniyle pratikte zordur. Eşitlik, şimdilik yalnızca yasal düzeyde kalmakta; uygulamada ise bir milletin BM'de etkili olabilmesi, genellikle diğer devletlerin desteğine bağlıdır.

Federasyonlarla ilgili uygulamalar

Dünyada yaklaşık 200 devletten 114'ü, federasyon veya konfederasyon gibi çoklu sistemlerle yönetilmektedir. Federasyon hakkı, aynı dili konuşan, ortak bir tarihe ve kültüre sahip bir halkın, kendi toprakları üzerinde özerk yaşama hakkını kapsar. BM Yerli Halklar Hakları Bildirgesi (2007), yerli halkların toprak, kültür ve özerklik haklarını tanır. Kürtler, Katalanlar, Tibetliler ve Quebecler gibi halklar, genellikle özerklik veya federasyon çerçevesinde ele alınır. Ancak, bağımsızlık talepleri, devletlerin toprak bütünlüğü ilkesiyle çatışabilir.

BM hukukuna göre, bir devletin içinde yaşayan bir ulusun hakları, kendi kaderini tayin hakkı, kültürel ve dil hakları, siyasi katılım ve ayrımcılıktan korunma gibi ilkelerle korunur. Ancak bu hakların uygulanması, devletin egemenlik hakkı ve toprak bütünlüğü ile dengelenir. Her vaka, tarihsel, siyasi ve hukuki bağlamına göre farklılık gösterir.

Azınlık hakları

Azınlık hakları, bir toprak parçası üzerinde demografik bir yoğunluğa sahip olmayan, başka bir ulusun içinde dağınık yaşayan gruplar için geçerlidir. Örneğin, Türkiye'de Çerkesler, Boşnaklar ve Gürcüler gibi azınlıklar, azınlık hakları kapsamında korunur. Ancak, Suriye, İran, Irak ve Türkiye'de Kürtler, kendi toprakları üzerinde yaşadıkları için kendi kaderini tayin hakkı ve federasyon hakkı talep edebilirler. Irak'ta bu durum, Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile somutlaşmıştır.

Adem-i merkeziyetçilik sistemi ise bir federasyon değil, azınlık hakları veya yetkileri artırılmış belediyecilik kapsamına girer. Örneğin, Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" bildirisinde kullanılan "toplum" kavramı, BM hukukunda doğrudan bir karşılığa sahip değildir. Ancak bu kavram, azınlık veya insan hakları bağlamında değerlendirilebilir. Oysa Kürtlerin sosyolojik yapısı, bir toplumdan ziyade bir ulusa tekabül eder.

BM Azınlık Hakları Bildirgesi (1992)

Bu bildirge, ulusal, etnik veya dil azınlıklarının şu haklarını tanır:

"Kendi kültürlerini koruma ve geliştirme.

Kendi dillerini kullanma ve eğitimde bu dili öğrenme.

Kendi dinlerini uygulama ve dini törenlerini yerine getirme.

Toplumsal, ekonomik ve siyasi yaşama eşit katılım."

Ayrıca, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Sözleşme (Madde 27), azınlıkların kültürlerini yaşatma, dinlerini uygulama ve dillerini kullanma haklarını korur. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (Madde 2) ise ırk, din, dil veya etnik köken temelinde ayrımcılığı yasaklar.

Kültürel, sosyal ve siyasi haklar

Bir millet, kültürel kimliğini koruma, geleneklerini yaşatma ve toplu kimliğini geliştirme hakkına sahiptir. Eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlere eşit erişim hakkı, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ile güvence altına alınmıştır. Siyasi katılım açısından ise bir ulusun üyeleri, devletin siyasi süreçlerine eşit şekilde katılma, oy kullanma, seçilme ve kamu hizmetlerine erişim hakkına sahiptir. Bazı durumlarda, özerklik veya yerel yönetim hakları, bir ulusun kendi işlerini yönetmesi için tanınır (örneğin, federal yapılar veya bölgesel özerklik).

Sonuç

BM Antlaşması ve ilgili uluslararası belgeler, ulusların ve azınlıkların haklarını koruma ve geliştirme konusunda önemli bir çerçeve sunar. Çoklu milletlerin bir federasyon kurması, barışçıl, eşitlikçi ve insan haklarına saygılı bir şekilde gerçekleştiğinde, BM'nin temel prensipleriyle uyumludur. Ancak, bu hakların uygulanması, jeopolitik dinamikler, devletlerin egemenlik anlayışı ve uluslararası destek gibi faktörlere bağlıdır. Ulusların ve azınlıkların haklarını savunma mücadelesi, yalnızca hukuki değil, aynı zamanda siyasi ve diplomatik bir çaba gerektirir.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)


Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli