6 Ocak’ta başlayan ve 19 Ocak’ta Irak ve Umman arasında oynanan final maçında Irak’ın 3-2 üstünlüğü ile biten karşılaşma ile şampiyonluğa ulaştığı, Basra’da düzenlenen “Arap Körfezi Kupası” tüm Irak için bir umut oldu. Irak’ın her vilayetinde sevinç gösterileri yapılırken, Irak bayrakları Erbil’den Basra’ya kadar bütün Irak halkını birleştiren bir sembol oldu. Bu anlamıyla düzenlenen organizasyon ve kazanılan kupa bir kupadan fazlasını ifade ediyor. Zira Irak uzun zamandır unuttuğu “birlik” duygusunu yeniden hatırladı.
Hem açılışta hem kapanışta Bağdat merkezli bürokrat ve siyasetçilerin yanı sıra, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani’nin başta olmak üzere Kürt siyasilerin de organizasyona iştirak etmesi Irak’ın birliği ve bütünlüğü açısından önemli bir tabloyu ortaya koydu.
Bununla birlikte söz konusu organizasyon Irak için de bir test niteliğindeydi. Nitekim 44 yıl aradan sonra ilk kez Irak’ta bölgesel de olsa bir uluslararası organizasyon düzenlendi. Bu organizasyonda yaşanan izdiham hadisesinin dışında büyük bir güvenlik problemi yaşanmadan tamamlanması da büyük bir başarı oldu. 1980’de başlayan Irak – İran savaşından beri devam eden, 1991’deki Körfez Krizi ve 2003’teki ABD işgalinin ortaya çıkardığı savaş ortamı, ülke halkının normal düzlemde bir hayat sürmesinin önüne geçti.
Savaşın ortaya çıkardığı etkiler içerisinde, terör gruplarının tehdidi, devlet dışı silahlı aktörler ve milis grupların varlığı, aşiretler arası çatışmalar, mezhepsel gerginlikler, etnik ve dini grupların birbirleri arasında ve kendi içlerindeki gerginlik ve çatışmalar, tüm halkın psikolojisini bozmuş durumda. Bu anlamıyla genel olarak halkın geleceğe ilişkin iyimser beklentilere sahip olduğunu söylemek zor. İşte bu noktada Basra’da düzenlenen “Arap Körfezi Kupası” Irak için bir umut oldu. Ancak siyasi süreçte yaşananlar bu umuda yeniden gölge düşürdü. Zira Irak Federal Yüksek Mahkemesi (IFYM) bağımsız Şii milletvekili Mustafa Sened’in başvurusuna istinaden bir karar alarak Irak merkezi hükümetinin IKBY’ye bütçe gönderilmesi kararını anayasaya aykırı bularak iptal etti.
Bilindiği kadarıyla Muhammed Şiya es-Sudani başkanlığında kurulan yeni Irak kabinesi de 2022 Kasım ve Aralık ayları için Kürdistan Bölgesi’ne 400 milyar (250 milyon dolar) Irak dinarı göndermeyi onaylamıştı. Daha önce de IFYM, Şubat 2022'de IKBY gaz ve petrol yasasının merkezi yönetim anayasasına aykırı olduğuna ve ihraç edilen petrol gelirlerinin Bağdat’a teslim edilmesi gerektiği yönünde bir karar almış, bu durum Erbil ve Bağdat arasında derin bir krize yol açmıştı.
KDP Başkanı Mesut Barzani, IFYM’nin aldığı yeni karar hakkında "düşmanca" nitelemesinde bulunduğu yazılı bir açıklama yaparak, "Herkes bilmeli ki; Kürtlerin hükümetin kurulması için kurulan 'Devleti Yönetme Koalisyonu'na katılması açık, şeffaf ve herkesin onayladığı bir programa dayanıyor. Meşru hak olarak gördüğümüz IKBY'ye mali bütçenin gönderilmesi bu programın bir parçasıydı. Federal Mahkeme'nin kararı, IKBY'den önce Irak'taki siyasete, hükümete ve Devleti Yönetme Koalisyonu'nun programına aykırı bir karardır. Bu mahkeme adeta Saddam'ın 'Devrim Mahkemesi'nin yerine geçti" ifadelerinde bulunarak son derece sert bir uyarı yaptı. Bu anlamıyla adeta hükümeti “diktatör” olmakla suçladı ve hükümetin kurulmasını sağlayan Devleti Yönetme Koalisyonu’ndan ayrılabileceği sinyallerini vermiş oldu.
Bununla birlikte Erbil ve Bağdat arasında yürütülen uzlaşı görüşmeleri de böylece baltalanmış oldu. Bu anlamıyla 2023 yılı bütçesi halen Irak Parlamentosu’nda geçmediği düşünüldüğünde Irak’ın yeni bir krizle daha karşı karşıya kaldığını söylemek yanlış olmaz. Bu noktada halihazırda dolar kurunun artışı nedeniyle ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya olan Irak merkezi hükümeti, mevcut durumda yeni bir siyasi krizin eşiğinde olabilir. Zira zaten 1 yıldan fazla süren hükümet kurma süreci hassas bir dengede oluşturulmuştu. Bu noktada özellikle Şii gruplar arasında hükümette etkinlik noktasında bir mücadelenin olduğu yönündeki söylemlerin dozu artmıştı.
Hatta bazı bakanların hükümetten istifa edeceğine dair haberler ortaya çıkmıştı. Bununla birlikte Sünni gruplar arasında da ciddi sorunlar bulunduğuna dair haberler de gündemi meşgul ediyor. Nitekim Irak Parlamentosu Başkanı Muhammed el-Halbusi’nin hükümet kurulmadan önce istifa eden Sünni Azim Koalisyonu’ndan Milletvekili Laith el-Duleymi’nin istifasını kabul ettiğini açıklamasıyla, Sünni Egemenlik Koalisyonu ve Azim Koalisyonu arasında ciddi bir gerginlik ortaya çıktı. Bu noktada IFYM’nin kararı sonrasında KDP’nin de hükümete verdiği desteği gözden geçirebileceği konuşuluyor.
Irak’ta rüzgarın yönünü olumluya çevirmek yıllar alsa da olumsuza çevirmek çok kolay oluyor. Basra’da kazanılan kupa bunun en önemli göstergesi. Irak milli takımının aldığı kupa sonrası tüm ülke sosyal olarak bir araya gelirken, siyaset bu birlikteliği baltalıyor.
Halihazırda dolar kurundaki artış nedeniyle Bağdat’ta protesto gösterileri başladı. Söz konusu gösterileri 2019 Ekim gösterilerini yeniden akıllara getirdi. Gösterilerin daha da yayılması ve genişlemesi, ilk üç ayında iç ve dış politikada önemli ve etkili adımlar atan Sudani ve hükümetinin geleceğini olumsuz yönde etkileyebilir.
ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü Bilgay Duman
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın