Mehmet Metiner: Erdoğan’ın liderliğinde inkâr ve asimilasyon politikaları sona erdi

01-07-2025
Rûdaw
Foto: Rûdaw
Foto: Rûdaw
Etiketler Mehmet Metiner Eski AK Parti Milletvekili Şeyh Said Türkiye Erdoğan PKK
A+ A-

Eski AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner Türkiye’de çözüm sürecine karşı duran unsurların kimler olduğu açıkça belirtilmese de, bu aktörlerin hem devlet içinde, hem siyasi partilerde hem de PKK içerisinde yer aldığını söyledi. Süreci sabote etmeye yönelik her türlü dil ve tutumun karşılık göreceğini ifade eden Metiner, “Onlar kendilerini biliyorlar. Eğer hadlerini bilmezlerse gereği yapılır” diyerek sürece muhalif olanlara gözdağı verdi.

Mehmet Metiner, Türk-Kürt ittifakının sadece Türkiye sınırlarında değil, tüm bölgede kurulması gerektiğini belirtiyor. Suriye, Irak ve İran’daki Kürtlerle de gönül bağı kurulması gerektiğini dile getiren Metiner, bu sürecin Orta Doğu’da yeni bir güç odağı yaratabileceğine inandığını dile getirdi. Metiner’e göre, bu tarihi birliktelik Alparslan ile Selahaddin’in ruhunu yeniden canlandıracak nitelikte.

Sembolik bir silah bırakma töreninin yapılması gerektiğini savunan Metiner, bunun bir güven ortamı tesis etmek açısından önemli olduğunu ifade etti. Sürecin suhuletle ve adım adım ilerlediğini, şu an için güvensizlik doğuracak bir durum bulunmadığını söyledi. PKK’nin şu ana kadar süreci sabote edecek bir tavır içine girmediğini, devletin ve siyasetin de görevini yerine getirdiğini ifade etti.

Kürtlerin taleplerine “bölücü talepler” nazarıyla bakılmasının artık kabul edilemez olduğunu belirten Metiner, anayasal eşitliğin temel alınacağı bir Türkiye Yüzyılı’nın inşa edileceğini vurguladı. Türkiye Cumhuriyeti’nin sadece Türklerin değil, tüm vatandaşların devleti olduğunu belirten Metiner, “Biz birbirimizin gayrı değiliz, eşitiz” diyerek yeni dönemde kapsayıcı ve demokratik bir anayasa hedeflediklerini dile getirdi.

Son olarak Metiner, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde artık eski Türkiye’nin inkâr ve asimilasyon politikalarının sona erdiğini belirtti. PKK’nin silah bırakmasından sonra kardeşlik ve eşitlik temelinde yepyeni bir döneme girileceğini ifade eden Metiner, Türkiye’nin yeni anayasa ve barış süreciyle demokratikleşeceğine dair inancını yineledi.

Eski AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner, Rûdaw Tv’de Hêvidar Zana’nın sorularını yanıtladı:

Rûdaw: Bu günlerde gözler Sayın Cumhurbaşkanı ile DEM Parti heyetinin yapacağı görüşmeye odaklanmış durumda. Bu görüşmeye umutla bakılıyor. DEM Eşbaşkanı görüşme sonrası ortaya çıkacak yol haritası herkesi kucaklayacak şekilde net olacak. Bu görüşme sonrası sürecin gidişatıyla ilgili net bir takvim belirlenebilir mi size göre?

Mehmet Metiner: Yeni yol haritası da belirlenecek, sona doğru yaklaşıyoruz. Hiç kimsenin kuşku duymasını gerektiren bir durum söz konusu değil. İnşallah PKK’nın önümüzdeki haftalarda silah bıraktığına da şahitlik edeceğiz. İnşallah yeni bir Türkiye’nin inşa sürecini de başlatacağız. Uhuletle ve suhuletle hareket ediyoruz. Şu an için herhangi bir olumsuz durum söz konusu değil. Umudumuz yüksek. Süreci baltalamak isteyenlere hiçbir şekilde geçit vermeyeceğiz. Hangi cepheden gelirse gelsin, barış sürecini provoke etmek isteyenlere, sabote etmek isteyenlere hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz. Türk-Kürt ittifakını en görkemli bir biçimde kuracağız. Mesele sadece silah bırakma meselesi değildir. Asıl mesele, Türk-Kürt ittifakını sadece Türkiye coğrafyasında değil, bölgede gerçekleştirmektir. Bölge Kürtleri ile Türkiye’nin bu ittifak düzeni içerisinde yeni bir anlamlı yol haritasını birlikte belirleyeceği bir sürece doğru evriliyoruz. Silah bırakıldıktan sonra yapılması gereken asıl önemli şey, barışı kalıcılaştırmak ve yeni bir Türkiye’nin inşasını sağlamak. Herkesin kazanacağı, herkesin bir diğerine kazandıracağı, hiç kimsenin kaybetmeyeceği, herkesin de hür ve eşit vatandaş olarak yaşayacağı demokratik bir Türkiye’yi inşa etmektir. İnşallah bunu birlikte başaracağız.

Rûdaw: Sayın Metiner sizin de ifade ettiğiniz gibi PKK içerisindeki bir grubun sembolik olarak silah bırakması bekleniyor, neden böylesi sembolik bir merasimin düzenlenmesine ihtiyaç duyuldu?

Mehmet Metiner: Bu, bir güven ikliminin tesisi için gerekli, tüm toplum yapılanması için gerekli güven artırıcı adımlarla süreç ilerleyecek. PKK bugüne kadar güveni zedeleyecek hiçbir davranış içine girmedi. DEM parti hem de devlet üzerine düşen görevi yerine getirdi. Sayın Bahçeli, MHP’nin bilge lideri Sayın Bahçeli, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan üzerine düşeni yaptı. Devletimiz bu konuda son derece samimi, son derece duyarlı. İnşallah silah bırakıldığının görülmesiyle birlikte demokratik bir Türkiye’nin, yeni bir Türkiye’nin, Türkiye Yüzyılı’nın daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük temelinde inşa sürecini de birlikte başlatmış olacağız. Dolayısıyla adım adım yürüyoruz. Ortada güvensizliği gerektirecek herhangi bir durum yok. Geç kalınmış bir durum da söz konusu değil. İnşallah atılması gereken bütün adımlar atılacaktır. Hem bir yandan devletimizi yeniden inşa edeceğiz, demokratik bir anlayış temelinde; hem de bir yandan sadece Türkiye’deki Kürtlerle değil, bölgedeki bütün Kürtlerle yeni bir ittifak düzeneği oluşturacağız. Biz, Erdoğan liderliğindeki Türkiye olarak, AK Parti olarak, Cumhur İttifakı olarak Kürtlerin kazanımından rahatsızlık duyan bir iktidar, bir parti, bir devlet değiliz. Tam tersine, Kürtlerin kazanımlarını kendi kazanımları olarak gören bir anlayışa sahibiz. İnşallah terör ve silah sorunu aşıldığında, Türklerle Kürtlerin bir arada, tıpkı tarihteki o ittifak düzeneğine uygun bir biçimde yeniden bir araya geldiklerini ve birlikte yeni bir tarih yazmaya başladıklarını göreceğiz. İnşallah Türk-Kürt ittifakına Arap ittifakı da eklenir. Ama öncelikli olarak tabii ki bölgede belirleyici olan Türk-Kürt ittifakıdır. Ben, Orta Doğu’da yeni bir güç odağının belirleneceği kanaatindeyim bu süreç başarıyla tamamlandıktan sonra. O yüzden umutluyuz, umudumuzu yüksek tutuyoruz. Erbil’in Kürtlerine, Suriye’nin Kürtlerine, İran’ın Kürtlerine buradan selam gönderiyoruz. Aramıza çizilen sınırlar artık anlamını yitirecek. Gönül coğrafyamız bir, bizim inancımız bir, bizim amacımız bir. Biz birlikte birbirimize kazandıracağız ve birlikte yeni bir tarih yazacağız. İnşallah

Rûdaw: Kardeşlikten bahsettiniz, takdir ederseniz kardeşlik söz konusu olduğunda şartların eşit olması gerekiyor. Örneğin babalarının mirasını paylaşan kardeşlerin bu payı eşit bir şekilde bölüşmesi beklenir. Yasalar da bunu öngörü. Kürtlerle Türklerin eşit olması için ya da Kürtlerin eşit haklara sahip olması için gerek mecliste gerek yasalarda bu tür düzenlemeler yapılacak mı?

Mehmet Metiner: Kardeşliğimizin de tarihdaşlığımızın da gerektirdiği bütün adımlar atılacaktır. Biz birbirimizin eşitiyiz zaten. Biz birbirimizin gayrı değiliz, gayrı gözüyle bakamayız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sadece etnik anlamda Türklerin devleti değildir. Bu ülkede yaşayan herkesin devletidir, Kürtlerin de devletidir. Dolayısıyla anayasal anlamda zaten bütün vatandaşlarımızın eşit olmasını sağlayacak bir Türkiye Yüzyılı’nı inşa edeceğiz. Ayrıca aynı akideye, aynı dine mensup olmamız bakımından da hem birbirimizin kardeşiyiz hem de birbirimizin eşitiyiz. Peygamberimiz Hazreti Muhammed (S.A.V) de dediği gibi biz bir tarağın dişleri gibi eşitiz. Bugüne kadar bu eşitlik, bu kardeşlik anlayışı örselenmiş olabilir. Eski Türkiye, eski Türkiye’de Kürtlerin varlığını inkâr eden, Kürtleri asimilasyona tabi tutan birtakım üzücü politikalar tatbik edilmiş olabilir. Ama çok şükür, Erdoğan liderliğindeki Türkiye artık bu inkârı, bu asimilasyonu sonlandırmış bir Türkiye’dir. PKK’nın silah bırakmasından sonra da eksik bırakılan her şeyin tamamlanacağı ve yeniden güçlü bir biçimde hem kardeşlik hem eşitlik temelinde birlikte tarih yazacağımız yeni bir döneme merhaba diyeceğiz. Kimsenin kuşkusu olmasın. Ama hedi hedi (yavaş yavaş); zamanla, sabırla, birbirimize güven telkin ederek, yılların oluşturduğu güvensizlikleri bir günde ortadan kaldırmak mümkün değil. Ama süreç başladı. İnşallah bu sürecin nihayetinde hepimizin arzuladığı bir Türkiye, hepimizin arzuladığı bir bölge gerçekliği ortaya çıkacak. Dolayısıyla Suriye’nin Kürtleri ile, Türkiye, Irak Kürdistanı’ndaki Kürtlerle, Türkiye oradaki Türkmen kardeşlerimizle hep birlikte yeni bir tarih yazacağız. Yani Türk Alparslan’la Kürt Selahaddin tarihte olduğu gibi yeniden kucaklaşacaklar. Aynı misyonu, aynı ruhu, aynı anlayışı, aynı kardeşliği, aynı eşitlikçi anlayışı inşallah bu yeni misyon çerçevesinde hep birlikte omuzlayacağız. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye Yüzyılı’nı inşa edeceğiz derken bunu kastediyor. Yeni bir anayasa derken bunu kastediyor. Ama dediğim gibi Türkiye’nin kendi özgün şartları var. Yılların oluşturduğu birtakım güvensizlikler var. Bu güvensizliklerin aşılabilmesi için zamana ihtiyaç var. O yüzden PKK’nın silah bıraktığının görülmesi çok çok anlamlı, çok çok değerli.

Rûdaw: Sayın Türkiye Cumhurbaşkanı bir açıklamasında hem Türkiye tarafından hem de PKK içerisinde bu sürece muhalefet edenlerin olduğunu, sürece engel olmak istendiğini ifade etmişti. Türkiye’de bu sürece engel olmak isteyenler kim? Bugünkü yazınızda siz de bu duruma dikkat çekiyorsunuz ancak her hangi bir isim vermeden. Sürece engel olmak isteyenler kim?

İsme gerek yok. Onlar kendilerini biliyorlar. Bundan sonra hadlerini bilmezlerse, süreci sabote etmeye yönelen bir dil, bir tutum sergilerlerse bundan sonraki aşamada kendilerine hadlerini bildiririz. Kimsenin Kürtlerin taleplerine, Kürt kardeşlerimizin taleplerine bölücü nazarıyla bakmasına, Kürtlerin Suriye’deki kazanımlarına farklı bir gözle bakmasına asla izin vermeyiz. Geçmişte Barzani yönetimi için de bu düşmanca tutumlar sergilenmişti. Ama bugün Barzani yönetimiyle etle tırnak, aynı damarda dolaşan kan gibiyiz. Birbirimizin ayrısı gayrısı değiliz. Birbirimizle bütünleşik bir kardeşler topluluğu haline geldik. Dolayısıyla Türkiye’nin televizyonlarında, sureti haktan görünen, hatta bizim suretimizden görünen birtakım isimlerin, Şeyh Said düşmanlığı üzerinden ne yapmaya çalıştıklarını da çok iyi biliyoruz. Ayrıca Suriye Kürtlerinin demokratik, kültürel hakları konusunda, bölücülük suçlaması üzerinden ne yapmak istediklerini çok iyi biliyoruz. Bizim nazarımızda, benim nazarımda süreci sabote eden herkes suçludur. PKK’nın içinde de olsa, devletin içinde de olsa, AK Partimizin içinde de olsa, Milliyetçi Hareket Partimizin içinde de olsa herkesin yapması gereken şey şudur: Bu barışı kalıcı hale getirmek. Silahların sonlandırılmasından sonra bu barışı, bu kardeşliği kalıcı hale getirmek. Hepimizi bir arada barış içinde yaşatacak yeni bir Türkiye oluşturmak, yeni bir bölge oluşturmak. Eğer bugünkü yazımda da belirttiğim gibi, geçmişte eski Türkiye’nin inkârcı aklıyla düşünen, hâlâ Kürtlerin talepleri söz konusu olduğunda “peşinen bölücü taleplerdir, kafaları ezilmelidir” diyen birtakım isimler, bizim suretimizden görünerek bunu yapıyorlarsa, ben inanıyorum ki ne Sayın Bahçeli, ne Sayın Cumhurbaşkanımız, ne de AK Partimiz, bundan sonra Türkiye’nin ekranlarında bu tür isimlerin süreci zehirlemelerine asla izin vermeyeceklerdir. Bizler de izin vermeyeceğiz. Barışı yükselteceğiz. PKK’nın da kendi içinde süreci bozacak unsurlara izin vermeyeceğini biliyoruz, buna yürekten inanıyoruz. İnşallah birlikte başaracağız. Birtakım zehirli dilleri aramızdan uzaklaştırarak, sadece ve yalnızca barışı isteyen, barışı kalıcılaştırmayı isteyen, sadece ve yalnızca demokratik bir aradalığı savunan, Türk-Kürt ittifakını koşulsuz bir biçimde savunan insanların sesi bundan sonra çok daha gür bir biçimde çıkacaktır.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli