Berken Bereh: Bir şairin vatanı aşk ve insanlıktır, sınır tanımaz

22-10-2025
Maşallah Dekak
Kürtçe'nin tanınmış şairlerinden ve 50 yıldır Kürtçe yazan Berken Bereh, Diyarbakır Kitap Fuarı'nda Rûdaw TV’nin konuğu oldu.
Kürtçe'nin tanınmış şairlerinden ve 50 yıldır Kürtçe yazan Berken Bereh, Diyarbakır Kitap Fuarı'nda Rûdaw TV’nin konuğu oldu.
Etiketler Şair Şiir Kürtçe Edebiyat Diyarbakır kitap fuarı Maşallah Dekak Berken Bereh
A+ A-

9’uncu Diyarbakır Kitap Fuarı, devam ediyor.

Kürtçenin tanınmış şairlerinden ve 50 yıldır Kürtçe yazan Berken Bereh, Diyarbakır Kitap Fuarı'nda Rûdaw TV’nin konuğu oldu.

Bereh, yazıyla olan serüvenini, yasaklı bir dilin etkisini ve şiirlerindeki aşk ile acıyı anlattı.

Berken Bereh, "Şiir, bir dili sadece korumakla kalmaz, aynı zamanda kelimeleri kullanarak o dili daha akıcı ve güzel hale getirir. Yeni kelimelerle o dilin sözlüğünü de zenginleştirir" dedi.

"Çünkü şair, yaşamı ve yaratıcılığı bütünüyle kelimeler üzerine kurulu olan kişidir" diye ekledi.

Berken Bereh, devletsizliğin Kürt yazarlar üzerindeki etkisine de değindi. Bereh, devletsizliği bir "lanet halkası" olarak tanımlayarak, "Devletsizlik, kendi dilinle yaşamana izin vermez” dedi.

Rûdaw: Hocam, size şunu sormak istiyorum. 50 yıldır yazıyorsunuz. Kürtçe yazmak sizin için bir tercih miydi, yoksa bir zorunluluk muydu?

Berken Bereh: Şüphesiz, bu çok dikkat çekici bir soru. Her ikisinin de yazmamda ana faktörler olduğunu söyleyebilirim. Birincisi, dilimin yasaklanmış olmasına, varlığımın ve mevcudiyetimin tanınmamasına bir tepki olarak başladı. Elbette, kalemle ilişkisi olan birinin buna karşı bir duruşu ve tavrı olmalıydı.

İkincisi ise kelimeyle yatıp kalkan ve kelime aracılığıyla hayatına bir anlam katmak isteyen biri olarak yazmayı bir yol olarak gördüm.

Rûdaw: Bu soruya bağlı olarak, "dilim yasaklanmıştı" dediniz. Bunun bir etkisi de şiir yazmaya başlamanız oldu. Bir dil yasaklandığında şiirin durumu ne olur?

Berken Bereh: Şüphesiz şiirin tavrı daha da keskinleşir. Neden? Çünkü hem bir toplumun hem de bir dilin üyesisiniz. Kendinizi ifade etmenizin önüne geçilirse, o sınırları kaldırmak için direnmek zorunda kalırsınız. O zaman şiir de o direnişinizin bir parçası olur. Bu da şiiri kişisel duygulardan çok, direnişe yöneltir.

Rûdaw: Peki, şiir yasaklanmış bir dili canlı tutabilir mi?

Berken Bereh: Elbette. Şiir sadece bir dili korumakla kalmaz, aynı zamanda kelimeleri kullanarak dili daha akıcı ve güzel hale getirir ve yeni kelimelerle o dilin sözlüğünü de zenginleştirir. Çünkü şair, yaşamı ve yaratıcılığı bütünüyle kelime üzerine kurulu olan kişidir.

Rûdaw: Biraz da ilk kitabınızın adı da olan şiirlerinizdeki "acı"dan bahsedelim.

Berken Bereh: Evet, ilki "Êş" (Acı).

Rûdaw: Şiirlerinizde aşk bir sığınak, onun yanında bir acı da var ama ikisini de ayakta tutan umut kıvılcımları. Ben böyle görüyorum. Bu dengeyi nasıl kuruyorsunuz?

Berken Bereh: Yani, şimdi bahsettiğiniz bu şeyler, hepsi bir arada insanın hayatını daha güzel veya daha nahoş kılıyor. Aralarında güçlü bir ilişki var. Şüphesiz bir şair veya toplum içindeki bir kişi, gerek sosyal gerekse kişisel ilişkilerinde kendine döndüğünde, bazı sorularla ve acı çektiği bazı şeylerle karşılaşır. Bu aşk olabilir, memleketin acısı olabilir, ailenin acısı olabilir...

Kısacası, şiir yoluyla acılarınızı biraz hafifletmek istersiniz. Bu yüzden şiir sadece insanın acılarını hafifletmekle kalmaz, aynı zamanda hayatı da insanın gözünde güzelleştirir. Ve ben her zaman şunu söylerim; bir şairin vatanı aşk ve insanlıktır, sınır tanımaz. Evet, bir dilde yazar ama temel insani duygular evrensel bir şeydir.

Rûdaw: Şiirlerinizdeki o yalnızlık, yazma anının yalnızlığı mıdır yoksa geçmiş bir aşkın yalnızlığı mıdır?

Berken Bereh: İkisi de var içinde şüphesiz. Bizim gibi yaşamları biraz zor ve meşakkatli olan toplumların veya diyelim ki milletlerin, oralarda şairin hayatı da sınırlıdır. Bu yüzden insan kelimeyle meşgul olduğunda, yüzünü o yalnızlığa, yüzünü hayatı daraltan o sınırlara çevirir. O zaman da o duygu ve hislerin sözcüsü olmak ister.

Rûdaw: Şiirlerinizde her yalnızlık, yeni bir aşkın umudunu da barındırıyor. Aşık olduğunuzda mı daha çok yazarsınız yoksa yazmaktan uzaklaşır mısınız?

Berken Bereh: Yani, insan sevdiğinden uzaklaştığında daha fazla yazabilir. Aynı şekilde yeni bir aşka başladığında da şüphesiz yine çok yazar. Çünkü o yazmanın sebebi, hayatı bir başkasıyla paylaşmak istemenizdir. Gerçekten de o duygu ve hisler çok özel ve güzeldir. Sadece kendiniz için yazmazsınız, dersiniz ki okuyanlar da bir nefes gibi olan yazılarım sayesinde tecrübe kazansınlar ve hem acıyı hem de coşkuyu yaşasınlar.

Rûdaw: Özel bir soru. Devletsizlik, Berken Bereh'in yazarlığında bir lanet halkası mıdır yoksa yazma ilhamının kaynağı mıdır?

Berken Bereh: Şüphesiz, lanet halkasıdır. Yani, eğer devletsizlik yazmaya bir çağrı olsaydı, bütün Kürtler şair olurdu. Bir süre değil. Çünkü devletsizlik, dilinizi kolayca kullanmanıza ve onunla yaşamanıza izin vermez.

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli