Rûdaw artık küresel bir kanal

18 saat önce
Namo Abdullah
Namo Abdullah
Etiketler Rûdaw küresel Medya Kürdistan Bölgesi
A+ A-

Beyaz Saray'daki bir odada, bir grup gazeteci ABD Başkanı Donald Trump’ın kabine üyeleriyle yaptığı toplantıyı izliyor.

Aralarında kadınlar da erkekler de var. Hepsi Amerikan medya kuruluşlarından geliyor.

Biri hariç: Rûdaw’ın Washington muhabiri ve yabancı medya temsilcisi olarak davet edilen Dyar Kurda.

Dyar, diğer Amerikalı gazeteciler gibi söz almak için elini kaldırdı. Trump kendisine mikrofon verdiğinde, sakin bir dille ABD şirketlerinin yatırım yaptığı ve ABD’nin bir ortağı olan Kürdistan Bölgesi'nin İHA saldırılarına maruz kaldığını hatırlatarak Washington’ın desteğine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Sorduğu soru tümüyle gerçeklere dayanıyordu. Trump, sorunun “alışılmışın dışında” olduğunu ve gündeminin “en üst sıralarında olmadığını” ifade etse de “konuyu inceleyeceklerini” belirtti.

Dyar’ın salı günü yaptığı bu çıkış, onun, Rûdaw’ın, Kürt gazeteciliğinin ve devlet sahibi olmayan bir ulus olarak Kürtlerin basın tarihinde önemli bir dönüm noktasıydı. Peki, yaklaşık yirmi yıl önce Erbil’de mütevazı bir yerel gazete olarak doğan Rûdaw, bugün dünyanın en kritik toplantılarına ve basın brifinglerine davet edilen etkili bir küresel medya kuruluşuna nasıl dönüştü?

RûdawTV’nin kuruluşundan bile öncesine, İskan semti yakınlarında sade bir evde haftalık bir gazete olarak yürütülen çalışmalara tanıklık etmiş biri olarak, bu dönüşümün nedenlerini iyi biliyorum. Bunun birçok sebebi var; ancak Rûdaw’ı diğerlerinden ayıran en temel unsur, Genel Müdür Ako Muhammed’in daha ilk günden ortaya koyduğu küresel vizyondur. O, Rûdaw’ın sadece yerel bir medya olarak kalmaması gerektiğini; Kürdistan’dan küresel bir medya markasının doğabileceğini ve doğması gerektiğini savunuyordu. Bu vizyon beş temel sütun üzerine inşa edildi:

1. Dünya başkentlerinde Rûdaw ofisleri açmak

Bugün Rûdaw Washington, New York, Moskova, Pekin, Ankara, Düsseldorf, Bağdat ve daha birçok şehirde varlık gösteriyor. Bu ağ, Rûdaw’a bu ülkelerdeki yetkililerle doğrudan temas kurma ve izleyicilerin merak ettiği soruları yerinde sorma gücü kazandırıyor.    

2. Çok dilli yayın ağı oluşturmak

Kürtçenin yanı sıra Arapça, Türkçe ve İngilizce web siteleri ve sosyal medya hesapları, Rûdaw’ın küreselleşmesinde belirleyici rol oynadı. Röportaj yaptığınız kişinin kendi dilinde konuşabilmesi, haberin o dilde yayımlanması ve paylaşıla­bilmesi güven inşa ediyor. Bugün Kongre üyelerinden dünya siyasetçilerine kadar pek çok isim, Rûdaw’ın İngilizce içeriklerini kendi hesaplarında paylaşıyor.

3. Küresel ve insani meseleleri yerinde takip etmek

Ukrayna savaşından Grönland tartışmalarına kadar, Kürtlerle doğrudan ilişkili olsun ya da olmasın pek çok uluslararası gelişmeyi Rûdaw yerinde izledi. Bu yaklaşım zaman zaman eleştirilse de Rûdaw’ın hedefi her zaman daha büyüktü: Güvenilir ve etkili bir küresel medya ağı oluşturmak. Sonuçta bu, en çok Kürt halkının yararınadır.   

4. Tarafsız ve profesyonel yayıncılık

Küresel bir medya olmanın şartı tarafsızlıktır. Kürdistan’daki seçim süreçlerinde Rûdaw, parti yayıncılığına kayan kanalların aksine farklı görüşlerin medeni bir biçimde tartışılabildiği bir platform sağladı. Uluslararası düzeyde ise herhangi bir yetkilinin sözünü çarpıtmak, bir medya kuruluşunun itibarını anında yok edebilir.

Washington’ın Kürtlere yönelik politika hatalarını süsleyip yumuşatmadık; olduğu gibi verdik. Türk Bayraktar İHA’larının kapasitesi hakkında yapılan haberin ardından ağır eleştiriler gelse de gerçekler neyse onu yazdık. Medya yalnızca “hoş” gerçekleri verirse toplum cehalete mahkûm olur. Rûdaw’da hangi kelimenin kullanılacağı, hangi haberin manşete taşınacağı üzerine her gün uzun toplantılar yapılır. Örneğin Muhammed Mursi görevden alındığında, dünya medyaları gibi biz de olayı “darbe” olarak nitelendirdik. Çünkü tanım bunu gerektiriyordu. Kişisel duygular, mesai bitince kapının dışında kalmalı; içeride yalnızca gazetecilik yapılmalıdır.

Hiçbir medya kurumu mükemmel değildir ve Rûdaw da sürekli gelişmeye açık bir yapı olduğunu kabul eder.

5. Gazeteci aktivist değildir   

Rûdaw’ın en çok vurguladığı ilke budur. Evet, biz Kürdistanlıyız ve devletsiz bir halkız; ancak uluslararası basın toplantılarında slogan atmak, hamaset yapmak bize yakışmaz. Gazetecinin görevi, sakin ve somut sorularla gerçeği aramaktır. Rûdaw’ın ana kitlesi Kürtlerdir ancak dünyanın diğer halklarının sorunlarına dair de sorular yöneltiriz. Çünkü Rûdaw küresel bir kanal olmak istiyor. İnsanlar dünyanın herhangi bir köşesinde güneş ışınlarıyla çevrili o İngilizce “R” logosunu gördüklerinde bunun hangi kanal olduğunu bilmelidir.

Bir süredir Birleşmiş Milletler’de soru sorarken yalnızca “Ben Rûdaw Medya Grubu’ndan Namo Abdulla” diyorum. Tıpkı El Cezire’nin “Katar’ın El Cezire’si” veya BBC’nin “İngiliz kanalı” demediği gibi. Artık Rûdaw’ın nereden yayın yaptığına özellikle vurgu yapmama gerek yok; çünkü o küresel bir kanaldır sadece ana merkezi Irak Kürdistan Bölgesi’nin başkenti Erbil’dedir.

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli