Kürdistan izlenimleri

24-02-2020
İsmet Yüce
Etiketler İsmet Yüce Kürdistan Erbil
A+ A-

Aslında Kürdün Kürdistan izleni olmaz, olmaması gerekir. Fakat birçok Kürt “Hayaller Ülkesi Kürdistan'ın uzağında kalmış. Bu da tercihten çok dış zorunluluklarla bağlantılı bir uzak kalış. Daha çok özgürleşmiş, devletleşmiş bir vatan izlenimi denilebilir. İlk adım atışta başlayan bir vatan duygusu sarıp sarmalıyor. Her taraf, sokak isimlerinden, milli sembollere kadar ömür boyu düşlenen bir yerde olduğunuzu anlıyor ve vatanin sizi sardığını görüyor, hissediyorsunuz. Şimdi efsanenin içindesiniz.

Bulunduğumuz dönem yeni inşaa edilen Barzani Merkezi, Barega yani, “Yurt Dışındaki Kürdlerden Sorumlu Merkez” çalışma ve planlarını konuşma fırsatımız oldu. Merkezin amacı Kürdistan dışında yaşayan bütün Kürd milletinin her bireyinin varlığı, sorunu ile ilgilenip, ülke ile ilişkilerini güçlendirmek olduğu anlatıldı. Sonra bu çalışmaların alana yansıdığını görme fırsatımız da oldu. Söz ile uygulamanın birliğini görmüş olduk.

Laleş ziyareti ve Pir Bave Çavuş’u görmek bir tarihin içinde olma onun bir parçası olma hissi ve duygusunu oluşturuyor. Şexan’dan Laleş Vadisine doğru çıktığınızda Kürdlerin en uhrevi ve tarihi temsil eden o yeri görüyorsunuz, önce güneş karşılıyor sizi, sonra ana alana giriyorsunuz, tam evinizdeymişsiniz duygusu oluşuyor, bir ömür görmek istediğiz eviniz.

Laleş bunu oluşturuyor. O ünlü Yılanlı Kapıyı gördüğünüzde tarih bir an duruyor. Çok uzun bir geçmiş ve an ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Pir Bave Çavuş’un, “Biz Kürdüz, Ademden bu yana ana damarız” sözü bu büyülü anı tamamlıyor.

Laleş 1200 yıllarında kurulan, Şex Adi’nin türbesinin bulunduğu, Kürdistan’ın birinci, dünyanın sayılı felsefe ve inanç merkezlerinden birisi. Şexan ile Duhok arasında bir vadide, aşağıda petrol kuyularının ateşlerine bakıyor. Ateş zaten kutsal.

Görülen ve anlaşılan bilinenin tamamen tersi. Misyoner ve işgalci tanımlama tümden yanlış tanımlamış. Dışarıdan yüklenen biçim ve kavramlar kesinlikle doğru olmadığı görünenlerden ve konuştuklarımızdan anlaşılıyor.

Bütün kötülüklerin anası sahte ve uydurma bir yazın olan 1919’ da Isya Joseph’in yazdığı, Ezidi kültür ve tarihine atfedilen kitaptan geliyor. Sonradan uydurma ve sahte olduğu anlaşılan kitap, sahte kavramları günümüze taşımaya devam ediyor. Dut ağacı kutsal ve bütün dut ağaçları bu ağaçtan geliyor. Xalit Bey, Şêxan Belediye Başkanı. Şexan Lalişe 30 kilometre uzaklıkta Ezidi kasabası. Halit Bey, ‘Urartu Haldi’yi’ anlatıyor, 3000 yıllık tarihi dün gibi anlatıyor. Burdan geldik diyor, en az beş dil biliyor.

Bave Çavuş, yeni dönemin Laleş Piri, bilge ve yenilikçi, misafirperver. “Eski milletlerin peygambere, kitaplara ihtiyacı yoktur. Bizde peygamber yok, biz direk yaratıcı güce bağlıyız. Aleviler bizden, sonradan öğrenilen ayıntıları unutup  köklere gelecekler” diyor.

Bu tanimlama ile ana damarı tanımlıyor. Laleş üzerine ciltlerce kitap yazılmış, filmler çekilmiş, üç beş cümle ile anlatılamaz, ancak bir ruh oluşturulabilir. Dut ağaçları, tavus kuşları ve teberik-ekmek odası ile kutsama (vaftiz) suyu, burada yaşayan Ezidi şahsiyet ve bireylerin birbirlerini, ziyaretçileri, doğaya ve herşeye sadace ve sadece müthiş bir saygı ile yaklaşmaları sadece görülerek anlamlandırılabilir.

Kutchera, Kürd Tarihi  ve Kültürü tanımlamasında; “bir yerde pezkovi ve keklik varsa orası Kürdistandır” diyor. Birçok şehir ve yerleşim yerlerinde, Kürd atı, pezkovi-dağ keçisi ve keklik heykel ve resimleri görebilirsiniz. Burası Kürdistan’dır. Pezkovi ve keklik daha çok kutsal sayılıyor ve dokunulmuyor. Avlanması yasak. Barzan ile Rewanduz arasındaki bölge güzel bir dağlık coğrafya. Pezkovilere buralarda rastlamak olası. Şex Ahmed’in yasakladığı av yasağı devam ediyor. Av tüfeği yok, avcı yok. Kürdistan’da doğa da özgür.

Sersing Vadisi bahçe ve üzüm bağları ile kaplı. Zap suyu boyunca bu devam ediyor. Tam bir yeşillik hakim. Diktatörlere örnek olması babında Sersing’de bulunan Saddam’ın kışlık sarayı çürümeye bırakılmış. Aslında iyi bir ‘Kürd Bağımsızlık Müzesi’ olabilir.

Ortadoğu’nun neredeyse en korunaklı gelişmiş, refah ülkesi ve şehirleri görünümünde. Farklı dini ve kültürel inanişlar positif ayrıcalıklı koruma altında  ve imtiyazlı. Dağ başı sayılabileek alanlarda solda cami ve sağ tarafta küçük bir haçın olduğu evi görüyorsunuz. Tamda burada Botiya ve Bilican aileleri Kürdler bu iki aileden geldiğini söylerler. Okullarda kız kotası var her okulda en az yüzde  kırk olması gerekiyor.

Kürd mimarisi ve farklı yapısı olan tarihi alanlar bu bölgede korunmaya çalışılıyor. Mimaride, süslemelerde sonsuzluk ve tarihi Ezidi figürleri belirgin. Bütün tarihi ve güncel Kürd medreslerinin giriş kapılarında “Xwe Nasbike” (kendini tanı) yazısı tarihi sürdürüyor.

Amediye dünyanın en ilginç yerleşim yeri. Vadiye hakim dağın eteğinde ve tepenin üstünde, doğal kale, kilise ve tarihi camisi var. Tek giriş kapısı bulunuyor. Tek başına burası görülmek için bile Kürdistana gidilmesi gerekir. Girişte vadiye bakan tarafa çay evleri yapılmış. Kürdistan zengin, kış yaz duran koltuklar konulmuş, resmen ev koltuğu oturup Behdinan Vadisini izleyerek çayınızı içebilirsiniz. Gece yarısı ailelerle, çocuklar tek başalırna bu dağ başında güvenlik içinde korkusuz gülüşerek aşağı yukarı yürüyorlar.

Amediye (13.yy ile 19.yy arasında 600 yıl Behdinan Emirliğinin başkenti idi. Girişinde Amediye kapısı klasik bir Kürd mimarisi, batı vadisine bakıyor. Aşağıda, bilinen klasik Kürd eğitim ve mimarisinin şaheseri, Qubehan Medresesi kalıntıları var. Aynı kapı gibi klasik mimari, dini ve felsefi bilimlerin yapıldığı yerin mimariside bu mantıkla yapılmış. Medrese 1534-1576 Behdinan Miri tarafından yaptırılmış.

Amediye sonra Büyük Zap ırmağı ile Barzan, Ölümsüz Önder Mela Mustafa Barzani, burada sonsuzlukta. Mezarı bu topraklarda toprakla bir. “Özgürlüğe kadar adımı yazmayın, taş olmasın, bir peşmegenin ayağından yukarıda olmasın.” Vasiyeti gereği mezar toprakla bir. Ortada büyük bir havuz. Yukarıdan bakıldığında Kürdistan haritası. Misafirhane gelenleri büyük bir misafirperverlikle karşılıyor. Enfal Şehitliği büyük hüzünle hemen burada.

Oradan Kürd dağlarından Akre’ye gidiliyor. Galiye Ali Beg vadisine, vadide şelaleler, turistik, yerler ve yabancı turistler geliyor. Doğal ürünler satılıyor. Hamilton Yolu az aşağıda izlenebilir. Rewanduz Miri’nin heykeli hemen vadinin yanında. Büyük vadiler, milli şahsiyetlere ait heykel ve büstler sokaları süslüyor. Özellikle de Hüsni Mükriyani ilk matbaayı kuran Kürdün heykeli.  Ve Korek Dağı, buradaki kayak merkezine telefirikle çıkılıyor, tam birer turistik alan. Bir grup arabadan iner inmez halay çekiyor govende duruyor. Vadinin hemen üstünde. Özgür ülkenin özgür insanları. Koye Üniversitesi ile ünlü felsefe bölümü oldukça kaliteli eğitim veriyor.

Hewler ise Ortadoğu’nun en eski yerleşim yeri, kalesi onun tarihi niteliğinde. Tarihte en uzun kesintisiz yerleşim yeri olan ve UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde bulunan kale. Şimdi restore ile yenileniyor. Kalenin içinde halı müzesi ve antika dükkanları vazgeçilmez. Güzel ve geniş yolları tarihi eserleri ve parkları ile Ortadoğu’nun inci başkenti.

Miçko Çayhanesi, tarihi Hewler Kalesi, Kayseri Çarşısı ve tarihi minareden sonra kentin merkezindeki en ünlü yer sayılabilir. Kütüphanesi, duvarlarda bütün Kürdistani şahsiyetlerin resimleri ile tarihi Hewler çarşısına bakan bir mekan. Buradan oturup saatlarce gelip geçen Hewlere ve Kürdistana usanmadan bakabilirsiniz.

Ankawa Hristiyan mahallesinin girişinde büyük bir kilise ve Meryem Ana heykeli var. Parlemento modern bir yapı ve Kürdistan Bayrağı dalgalanıyor. Milli kütüphane bir kültür merkezinine sahip ve müdürü Nejat Abdullah bir Kürd tarih araştırmacısı. Sami Abdurrahman Parkı aile sayfiyesi. Kalenin arkasında kitapçılar, ön tarafında tarihi minareler ve büyük çarşı. Tam bir güven içinde. Kültür parkı ve Konser salonu, nerdeyse birçok gelişmiş ülkede bile yok. Kamkars dinletisini büyük bir keyifle burada izledik.

Hem Kürdistan’ın her tarafından hem de yurt dışındaki Kürdlerin Kürdistan’ı sık sık ziyaret etmesi, gençleri, çocukları getirip gezdirmesi gerekir. Vatan duygusu, bağlılık ve tarih, kültür böyle pekişerek sahiplenilebilir.

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli
 

Son paylaşılanlar

Fotoğraf: Rûdaw

Qesra Şaneşîn: Dönüşen inançlar, kripto kimlikler ve kasabalı Kürt modernleşmesi

Qesra Şaneşîn, Kürt toplumunda inanç, kadın, mekân ve kimlik arasındaki kadim ilişkinin izini sürerken; din değişimleri, kasabalı modernleşme ve kripto kimliklerin nasıl üretildiğini tarihsel ve sosyolojik bir çerçevede ele alıyor.