Yaptırımlar, enflasyon ve gerilim kıskacındaki İran riyali daha da düşecek mi?

08-08-2025
Omer Ahmed
Etiketler İran riyali ABD doları yaptırımlar ambargolar
A+ A-

Bu ayın başında ABD dolarının Tahran serbest döviz piyasasındaki değeri yaklaşık 93 bin tümene (İran riyali) ulaştı. Bu rekor seviye, sadece İran ekonomisindeki derin durgunluğu yansıtmakla kalmıyor; aynı zamanda ulusal para birimine olan güvenin tamamen kaybolduğuna ve İran Merkez Bankası'nın ipleri elinden kaçırdığına işaret ediyor.

İranlılar, para birimlerinin erimesine alışkın olsalar da bu defaki düşüşün arkasında enflasyon, yaptırımlar ve nükleer müzakerelerdeki kilitlenmenin oluşturduğu zehirli bir kokteyl var.

İran'ın fiziki dolar piyasası olarak bilinen meşhur Firdevsi Çarşısı'nda doların değeri, bir doların sadece 13 bin tümenden işlem gördüğü 2020 yılına kıyasla yedi kattan fazla artmış durumda.

Ancak bu rakamların ardındaki asıl hikâye, vatandaşların alım gücünün buharlaşması, aileler üzerindeki ezici psikolojik baskı ve halkın kendi para biriminden kaçarak dolar ve dijital paralara sığınmasıdır.

Yaptırımlar altındaki bir para birimi

Ekonomistler, sorunun temelinde İran'ın ekonomik gerçekleri ile siyasi hırsları arasındaki kronik çelişkinin yattığını belirtiyor. Nitekim riyalin tarihindeki en büyük çöküş, bu yılın bahar aylarında ABD ve Batı ile yaşanan gerilimler sonucu doların 106 bin tümeni aşmasıyla yaşandı.

Peki, riyal yeniden tarihi dip seviyeleri görür mü? Tahranlı ekonomist Muhammed Parsanejad, durumu şöyle özetliyor:

"Bahar aylarında dolar 100 bin tümeni aştıktan sonra bazı tüccarlar nükleer müzakerelerin sonuçlanacağına dair bir beklentiyle dolar satmaya başladı. Bu, riyalin ilk kendini düzeltme hamlesiydi."

İran-İsrail arasındaki 12 günlük doğrudan çatışmanın ardından gelen ateşkesle riyal bir nebze nefes alarak 87 bin tümen seviyesine dönse de bu rahatlama uzun sürmedi. ABD yaptırımlarının ve çift haneli enflasyonun gölgesinde riyale olan güven yeniden eridi ve halk bir kez daha güvenli liman olarak gördüğü dolara yöneldi.

Merkez Bankası'nın çaresiz çabaları

İran'daki ikili kur sistemi hem piyasaların hem de vatandaşların kafasını karıştırmış durumda.

Merkez Bankası, temel ihtiyaçların ithalatı için şirketlere sübvansiyonlu bir resmî kur (şu an 70 bin tümen civarı) sunuyor. Ancak bu kur, serbest piyasa gerçeğinden o kadar uzak ki, ithalatçıları iki farklı ekonomik gerçeklik arasında sıkıştırıyor.

Temel mallarda enflasyonu dizginleme amacı güden bu politika, Merkez Bankası'nın piyasa üzerindeki kontrolsüzlüğünü ve riyale olan güveni yeniden inşa etmedeki acizliğini gözler önüne seriyor.

Kısır döngü: Yaptırımlar, enflasyon ve petrol tuzağı

Para krizinin kalbinde, kronikleşmiş dolar kıtlığı yatıyor. Bir zamanlar ülkenin can damarı olan petrol gelirleri, yaptırımlar nedeniyle dramatik bir şekilde düştü. 2023 başında günlük 1,2 milyon varil petrol ihraç edilse de bu, yaptırımlar öncesi 2,5 milyon varillik seviyenin çok uzağında. Bu durum, ilaçtan ticarete her sektörü vuruyor. Piyasada dolara olan talep tavan yapmışken arzın olmaması, ithalatçıları çaresiz bırakıyor; vatandaşlar ise temel ürünlere gelen zamlar altında eziliyor.

Parsanejad'ın da dediği gibi, "Yaptırımlardan bir çıkış yolu görünmedikçe, bu durumun yakın zamanda değişmesi için çok az umut var."

Resmî rakamlar enflasyonu yüzde 35 olarak gösterse de bağımsız uzmanlar gerçek oranın yüzde 50'ye yakın olduğunu söylüyor. Pirinç ve et gibi temel gıda ürünlerinin fiyatlarının son 18 ayda ikiye katlanması şaşırtıcı değil. Sonuç olarak riyal hızla erirken, halk birikimlerini korumak için çareyi altın, döviz veya dijital varlıklarda arıyor.

Belirsiz gelecek: Riyal nereye gidiyor?

Kısa süreli toparlanmalara rağmen, riyalin geleceği karanlık görünüyor. Analistler, siyasi gerilimin artması veya enflasyonun tırmanması durumunda doların yeniden 100 bin tümen sınırını kolayca aşacağını öngörüyor. En iyi senaryoda, yani Batı ile ilişkilerin düzelmesi durumunda bile, doların 85 bin tümenin altına inmesi pek olası görünmüyor.

Hükümetin bütçe açığını para basarak kapatma alışkanlığı, enflasyonu körüklemeye devam ediyor. Riyal likiditesi yıllık yüzde 40 artarken, petrol dışı ihracat yerinde sayıyor. İthalatın ihracattan fazla olması ise riyal üzerindeki baskıyı katmerliyor.

İranlı yetkililer ulusal para biriminin çöküşünü önlemek istiyorlarsa, geçici çözümlerden daha fazlasına, yani köklü ekonomik ve dış politika reformlarına ihtiyaçları var. Ancak ufukta böyle bir irade görünmüyor. O zamana kadar İran riyalinin uzun vadeli ve istikrarlı bir yükselişe geçmesi, bir hayalden öteye geçemeyecek gibi.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli