Goethe ve Sadık Hidayet

17-02-2022
Faik Öcal
Etiketler Goethe Sadık Hidayet Sanat
A+ A-

Sekülerin (dünyevi, laik) zıttı nedir?

Uhrevi mi?

Sanatın seküler olması ne demektir?

Yani sanat sadece bu dünyaya mı aittir?

Başka âlemlerin, mesela ahiret âleminin sanatı yapılamaz mı?

En basitinden örnek verirsek, Johann Wolfgang von Goethe’nin Faust’u seküler dünyaya ait bir örnek mi yoksa uhrevi âleme ait mi?

Tabi ki Goethe’nin eserinde vermek istediği mesaja, insana sordurtmak istediği sorulara ve saatli bir bomba gibi ortaya attığı Mefisto’ya bakıp diyebiliriz:

Faust, seküler-profan bir eser değildir; bilakis uzak âlemlere, uhrevi diyarlara atılmış ağzı kapalı bir şişenin içindeki mektuptur ve ancak hakiki acı çekenler bu mektubun peşine düşerler. Çünkü ruhunu kaybetmekte olan insanlığın acizliği yazılmıştır söz konusu olan mektupta.

O zaman şöyle bir durum ortaya çıkıyor:

Samimi bir dindar olan Goethe, uhrevi âlemlerin sesi, soluğu, söz ve sözcüsü olabiliyor; ama biz Müslümanlar samimi olamadığımız için Faust gibi dünya çapında klasik eserler ortaya koyamıyoruz. Belki daha önce vardı ama son birkaç yüzyıldır inancında samimi olamayan, hepten dünyaya kapılan Müslümanlardan uhrevi âleme dair klasik eserler sadır olamıyor.

Mesela İran asıllı Sadık Hidayet ilginç bir örnektir. Çünkü birkaç yıl Fransa ve Belçika’da yaşıyor, Batı kültürünü yaşıyor, öğreniyor, özümsüyor. Sonra Hint kültürüne merak sarıyor, kalkıp Hindistan’a gidiyor, Budizm’e merak sarıyor. Kör Baykuş, modern Budizm’e bir güzellemedir.

İran dindarlığından hep rahatsız oldu, Hacı Ağa’da bu rahatsızlığını çok çarpıcı biçimde dile getirir. Sonra 1951’de Paris’te doğal gazla, hiç de doğal olmayan bir ölümle hayatına son verdi. Birçok eserini mutfağında yaktığı söylenir, doğal gazlı ölüme yatmadan evvel. Yaktığı eserlerinin külleri savruluyormuş her tarafa, küllerin altında yatırmış 48 yıllık ömrünü.

Yani Goethe gibi uhrevi âlemlere açılmak isteyen bir Doğulunun, bir Müslüman sanatçının trajik sonu, ibret vericidir.

Ne ülkesinde kabul gördü ne de başka bir yerde hayata tutunabildi.

Daha 48 yaşında, her şeyin, bütün âlemlerin, bütün insanlığın, bütün umutların sonuna gelmişti ve çareyi intiharda bulmuştu büyük sanatkâr Sadık Hidayet.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli